Çok Sıradan Otuzbeş Yıllık Hâyâller..

Sevdiğini söyleyen,
ömür boyu bekleyeceğini söyleyen,
evlenme teklifi eden,
ama ilk fırsatta bir başkasına yâr olan insanları da gördük

;

zili çaldığında kapıyı açan,
senin için süslenen/hazırlanan,
senin sevdiğin kıyafetleri giyinen,
sarılarak/öperek karşılayan,  
evini temizleyen, evine çekidüzen veren,
senin için yemek yapan,
sana sarıldığında "huzur işte bu" diyen,
uyurken sarılmadı diye "uyurken/bilinçsizken bile sarılmalıydın bana" diye sitem eden insanları da...

Neler görmedik ki bu hayatta...

...........................................
Güvenip yere-göğe sığdıramadığımız, herkesin olumsuz yorum yapmasına ve o insana güvenmemesine rağmen savunduğumuz o insanların öyle şeyler yaptığını gördük ki; Kur'an'da insanların, niye sürekli nankör olarak vurgulandığını anlamış olduk..

Belki, bazı şeyleri, direkt yazamıyorum ve belki bu yazdıklarımı aylar sonra okuduğumda neden yazdığımı bir türlü hatırlamayacağım ama genel olarak söylemek istediğim : Esasında çok şey istemedik biz ya..! Hatta başkalarına göre "çok sıradan" olan şeyler, bizim en büyük hâyâlimiz oldu.. Sevilmek istedik.. İlgi görmek istedik.. Biri senin etrafında pervane olsun istedik.. Seni seven insanın tüm dünyayı umursamadan sevmesini istedik.. Zili çaldığında kapıyı açsın, senin için hazırlansın, sana yemek yapsın, sana sarılarak uyunca huzur bulsun, sabah seni öperek uyandırsın, seni yolcu etmekten zevk alsın istedik...

İstediklerimiz çok şey mi bilmiyorum ama başkaları için "çok sıradan" olan şeyler, bizim otuzbeş yıllık hâyâlimiz olabiliyormuş meğer.. Meğer 'çok sıradan' otuzbeş yıllık hâyâllerimiz varmış bizim..


0 Yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.